Konuşma

Birleşik Krallık Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott'un Gelincik Dayanışması (Poppy Appeal) mesajı

Birleşik Krallık Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott'un Britanya Kraliyet Lejyonu'nun Gelincik Dayanışması (Poppy Appeal) yardım fonu için yaptığı konuşma

Sir Dominick Chilcott KCMG

Bugün Britanya Kraliyet Lejyonunun Poppy Appeal (Gelincik Dayanışması) Yardım Fonunu Türkiye’de başlatıyoruz. Birinci Dünya Savaşının yüzüncü yılı törenleri sonrasında gelinciğin kültürümüzde ne kadar önemli hale geldiğini ve o savaşta ve daha sonraki savaşlarda hayatlarını kaybedenlerin anısının bir sembolü olduğunu biliyoruz.

Geçen sene de bu faalliyette yaptığım gibi, ünlü In Flanders Field (Gelincik Tarlası) şiirinin nasıl yazıldığı ile ilgili bilgi vermenin ilginç olabileceğini düşündüm. In Flanders Field şiiri bize Batı cephesinde ne kadar çok gelincik olduğunu hatırlatıyor. Bu şiir de işte bu şekilde yazıldı.

İkinci Ypres Muharebesinin ilk günlerinde , 2 Mayıs 1915’de genç bir Kanadalı topçu subayı olan Üsteğmen Alexis Helmer, yüksek patlayıcı gücüne sahip bir topun nöbetçi olduğu yere düşmesi sonucu ölür. Üst. Helmer, Kanadalı askeri doktor ve topçu komutanı Binbaşı John McCrae ile aynı birimdedir ve onun dostudur.

Birimdeki rahibin başka bir görev nedeniyle birim dışında olması nedeniyle ve de tugayın doktoru olarak Binbaşı McCrae’den, dostu Alexis Helmer’ın defin törenini idare etmesi istenir. Kendisi bunu yerine getirir ve yakın bir dostuna hoşçakal derken gözyaşı dökerken akşam saatlerinde, defin işlemini de düşünerek, ünlü şiiri In Flanders Fields’ı (Flanders Tarlaları) yazmaya başlar.

1915 yılının ilkbaharıdır. Güneş, uzun ve soğuk bir 1914-1915 kışının ardından kırları ısıtmaktadır. Gelinciklerle dolu Ypres çevresinde 1915 Nisan ve Mayıs ayları olağandışı şekilde sıcaktır.

Güzel havanın tadını çıkaran bir çiçek de ön cephe hattında ve çevresinde öbekler halinde açan gelinciktir. Görüntü çok narin ve güzeldir; altüst olmuş toprağın içinde açan parlak renkli çiçekler Binbaşı McCrae’nın dikkatini çeker. Özellikle , gelinciklerin, kendisinin bulunduğu topçu mevzileri çevresindeki mezarlardaki altüst olmuş toprağın üzerinde nasıl çıktığı dikkatini çeker.

Ve sizin de bildiğiniz gibi, John McCrae bu şiiri yazar:

Flanders Tarlaları

Mezarlarımızı işaretleyen haçların arasında,

Gümbürdeyen topların sesi altında,

Az sayıda serçe cesaretle hep şarkı söyleyip uçarken

Flanders tarlalarında gelincikler büyür.

Biz ölüleriz. Birkaç gün önce yaşıyorduk.

Şafağı hissediyor, gün batımını seyrediyorduk,

Seviyor ve seviliyorduk, şimdiyse Flanders tarlalarında yatıyoruz.

Düşmana karşı savaşı devam ettirin,

Titreyen ellerimizle size devrettiğimiz meşaleyi yüksekte tutun.

Eğer bizi düşürürseniz,

Uyuyamayız Flanders tarlalarında


In Flanders Fields şiiri, gelincikleriden bahseden tek Birinci Dünya Savaşı şiiri değildir. Isaac Rosenberg’in Break of Day in the Trenches (Gün Ağarırken Siperlerde) şiiri de gelinciklerden bahsederek bu çiçeğin siperlerin olduğu coğrafyada sık görülen bir çiçek olduğu hissini kuvvetlendirir. Şiirin ana konusu bildiğiniz gibi bir faredir. Isaac Rosenberg 1918’de aktif görev yaparken zatürreden yaşamını kaybetmiştir.

Gün Ağarırken Siperlerde

Karanlık eriyip gidiyor -

Zaman hep o tekinsiz zaman.

Sadece bir canlı varlık sıçrıyor elinden -

Garip alaycı bir fare -

Kulağıma takmak için

Bir gelincik koparırken siperden.

Hey gidi garip farecik - vururlardı seni de

Bilseler böyle ırk ayrımı gözetmediğini

Şimdi dokundun ya şu İngiliz eline,

Aynı şeyi bir Alman’a da yaparsın kuşkusuz -

Çok geçmeden canın çeker de geçersen

Aramızda uyuyan çayırları.


Bugün gelincik bizim için Birinci Dünya Savaşını hatırlatan bir sembol ve tamamen Britanya’ya ait bir olgudur. Ancak aslında herşey farklı başlamıştır.

29 Eylül 1920 günü, Amerikalı gaziler ve ailelerinin sosyal meseleleriyle ilgilenen bir kuruluş olan Ulusal Amerika Lejyonu, ilk kez olarak, Birleşik Devletlerin ulusal anma amblemi olarak Gelincik Tarlası şiirindeki Gelincik’i kullanmaya karar verdi.

Daha sonra Amerika Ulusal Lejyonu toplantısında bulunan bir Fransız hanımefendi, Madame Anna E Guérin, yapay gelincikler üretip satılması, ve böylece savaş nedeniyle zor durumda olan Fransız vatandaşlarına, özellikle de annesiz-babasız çocuklara yardım etmek üzere gelir sağlanması fikrini öne sürdü.

Mme Guerin böylece, Birinci Dünya Savaşında Fransa ile ittifak halinde olan ülkelere bir anma öğesi olarak gelincik çiçeğinin kullanımı fikrini getirdi. 1921’de Amerika, Avustralya, Birleşik Krallık, Kanada ve Yeni Zelanda’yı ziyaret etti veya temsilciler gönderdi.

Böylece 1921 yılında Anna Guérin, yapma gelincik çiçekleri satmaları amacıyla birkaç Fransız kadını Londra’ya gönderdi. Madame Guérin, Britanya silahlı kuvvetlerinde görev yapmış emekli erkek ve kadın üyelerin oluşturduğu bir kuruluş olan Britanya Lejyonu’nun kurucusu ve Başkanı Mareşal Earl Douglas Haig’i de şahsen ziyaret etti. Earl Douglas Haig’i Lejyonun amblemi olarak Gelincik’i kullanmaya ikna etti.

İlk Britanya Poopy Day Appeal, yani Gelincik temalı yardım toplama etkinliği, 11 Kasım 1921 gününe yaklaşan günlerde başladı. Bu tarih, Birinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği Ateşkes Günü’nün üçüncü yıldönümüydü . Fransız yapımı yapay gelinciklerin satışından elde edilen gelir, sosyal ve maddi destek ihtiyacı içinde olan eski askerlere verildi.

Ve bu küçük başlangıç, ulusal bir geleneğe ve hatta yılın bu döneminde bir yaşam şekline önderlik etti. Son 98 yıldır, Britanya Lejyonu, Ekim ortasından Ataşkes gününe kadar ya da Anma Pazar’ına kadar kırmızı gelincikler satarak kuruluşun hayır işlerine mali destekte bulunur.

Bildiğiniz gibi Kraliyet Britanya Lejyonu, Silahlı Kuvvetler topluluğuna, diğer bir deyişle erkek ve kadın askerler, gaziler ve ailelerine, yaşam boyu destek sağlamaktadır.

Birinci Dünya Savaşı’nın hala hayatta olan bir gazisi yoktur. Yaşayan son Britanyalı asker Harry Patch, 2009 yılında 111 yaşında vefat etti.

Ancak Kraliyet Britanya Lejyonunun hayır işlerine olan talep sona ermedi. Birinci Dünya Savaşından sonra pek çok çatışma yaşandı – İkinci Dünya Savaşı, Kore Savaşı, Süveyş gerginliği, Malezya gerginliği, Kuzey İrlanda’daki sorunlar, Falkland Savaşı, iki Körfez Savaşı, Afganistan, Bosna, Sierra Leone… ve maalesef liste devam ediyor. Erkek ve kadın askerlerimiz kendilerini tehlikenin önüne atarak ülkemizi savunmakta, müttefiklerimizi korumakta ve değerlerimizi korumaktadırlar.

Gelincik takarak, onlara desteğimizi gösteriyoruz; yaptıkları hizmetlerin farkında olduğumuzu gösteriyoruz ve de ihtiyaçları olduğunda onlara ve ailelerine bakan Kraliyet Britanya Lejyonuna maddi yardımda bulunuyoruz. Bu nedenle, umut ederim ki şu andan itibaren Anma Pazar’ına kadar herkes bir gelincik alarak Kraliyet Britanya Lejyonunun hayır işine katkıda bulunmayı ister.

Gelinciklerimizi gururla takalım; 2. Ypres’deki Alex Helmer ve hatta aynı savaşta ölen büyük amcam Er Harry Hopkins’e minnettarlığımızı gösterelim. En büyük fedakarlığı gösteren yani bizim bugünlerimiz için kendi geleceklerini feda eden kişilere minnettarlığımızı göstermek için takalım gelinciklerimizi.

Güneş batarken ve sabah güneş doğarken, biz onları hatırlayacağız.

Yayınlama 4 November 2019