Konuşma

Basın özgürlüğü ve gazeteciler tehdit altında: Dışişleri Bakanı'nın konuşması

Basın Özgürlüğü Küresel Konferansı'nın 1. gününde, Jeremy Hunt, neden doğruları bildirmeyi amaçlayan ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışanların yanında yer almamız gerektiğini anlattı.

Jeremy Hunt speaking

Ekselansları, saygıdeğer misafirler, bayanlar ve baylar, Birleşik Krallık ve Kanada Hükümeti adına, sizleri bu konferansta ağırlamaktan memnuniyet duymaktayım. Chrystia, konferansa sağladığın büyük destek ve bu konferansın gerçekleşmesi için göstermiş olduğun gayret için teşekkür ederim, umarım seneye aynı konferansta tekrar bir araya geliriz.

Bundan 2 ay önce, 16 Mayıs’ta, 28 yaşında Meksikalı bir muhabir olan Francisco Romero Diaz’a, Playa Del Carmen’de bir gece kulübünde olay çıktığına dair bir telefon gelir.

Romero organize suçların ortaya çıkarılması konusunda uzmandır ve her iyi gazeteci gibi arayan kişiye olay yerine en kısa sürede geleceğini iletir.

Aslında kendisine tuzak kurulmuştur. Olay yerine varan Romero pusuya düşürülür ve vurularak öldürülür.

Romeo aldığı risklerin farkındaydı. Önceki iki ayda, polis tarafından göz altına alınmış – iddialara göre göz altına alınmasının nedeni rüşvet vermeyi reddetmesiymiş – ve sonrasında silahlı adamlar tarafından kaçırılmıştı. Ayrıca yine aynı dönemde bilinmeyen bir numaradan aranarak köprüden atılmakla ve oğlunun hangi okula gittiğini bildiğini söyleyen kişi tarafından tehdit edilmişti.

Ancak her türlü yıldırma ve tacize rağmen, Romero ‘Quintana Roo Hoy’ adlı gazete için muhabirlik görevini yapmaya devam etti ve organize suçlara yönelik bir internet sitesi oluşturdu. Romero Meksika’da bu sene öldürülen 6 gazeteciden biriydi.

Bundan sadece bir ay önce, Tabasco’da Norma Sarabia isimli başka bir gazeteci daha öldürüldü ve öldürülen gazeteci sayısı 7’ye ulaştı.

Tüm dünyada geçen sene 99 gazeteci öldürüldü, bu sayı bundan önceki 10 yılda gerçekleştirilen gazeteci cinayetlerinin toplamının neredeyse iki katı – ve 348 gazeteci de hükümetler tarafından içeri atıldı. Bu cinayetlerin faillerinin çok azı hesap verdi.

11 yıl geçmesine rağmen 2008 yılında korkunç cinayetlere kurban giden 46 gazeteciyle bağlantılı davaların sadece 8’i sonuçlandı.

Basın Özgürlüğü: evrensel amaç

İşte bu nedenle bu konferans ve küresel kampanya oldukça önem arz ediyor.

Buradaki zorlu görevimiz, gazetecileri koruyarak ve icra ettikleri görevin özgür toplumun önemli destekçisi olduğunu savunarak Fransisco Romero Diaz ve onun gibi diğer gazetecilerin hatırasını onurlandırmaktır.

Kendisi de önceden gazeteci olan dostum Chrystia’nın da dediği gibi böyle bir uluslararası konferansı gerçekleştiren ilk Dışişleri Bakanları olarak, bu konferansın küresel bazda her yıl düzenlenen bir etkinliğe dönüşmesini istiyoruz.

Kötü haberlerin arasında, bugün 100 ülkeden aralarında 60 bakan, 1500’den fazla gazeteci, akademisyen ve eylemcilerin bulunduğu temsilciler ile bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Daha önce bu kadar fazla ülke böyle bir amaç için toplanmamıştı.

Bugün basın özgürlüğünün sadece bir batı değeri değil evrensel bir değer olduğu mesajını tüm dünyaya duyurmak istiyoruz.

Özgür basın hem yetkinin kötüye kullanılmasına karşı toplumları korur hem de bir ulusun tüm potansiyelinin ortaya çıkartılmasına yardımcı olur.

1887 yılında, siyasetçi ve tarihçi Lord Acton şu sözleri kaydetti ‘Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır.’

Gücün karanlık tarafına karşı tek teminat denetim ve incelemedir ve özgür basından başka çok az kurum bu görevi etkili bir şekilde gerçekleştirebilir.

Gerçek hesap verme, otoriter devletler tarafından yolsuzluklara karşı gerçekleştirilen seçici ve sahte eylemlerle ortaya çıkmaz, aksine siyasi karşıtları elimine eder ve asıl suçlulara dokunulmaz. Gerçek hesap verme yapılanların hakimiyet kurulamayan veya rüşvetle susturulamayan basın tarafından ortaya çıkarılma riskinden doğar.

İşte size kanıtı;

Uluslararası Şeffaflık Kurumu tarafından yayınlanan raporda en adil 10 ülkeden 7’si Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin de ilk on sıralamasında yer alıyor.

Aynı zamanda, yolsuzluk sıralamasında ilk onda yer alan 4 ülke basın özgürlüğü listesinin en sonlarında yer alıyor. Güçlü insanlar itibarlarına kıymet verir bu nedenle şeffaflık yanlış yapmaya karşı en etkili caydırıcı etkendir. Ben bir siyasetçiyim ve benim gibi siyasetçi olan diğerleri gibi ben de her zaman basının benim hakkımda yazdıklarından hoşlanmıyorum. Hatta gazetecileri destekleyen siyasetçiler sıklıkla kendilerini Noel için oy kullanan hindiler gibi hissedebilirler.

Ve tabi ki, şunu da söylemeliyim, gazeteciler de hata yapar. Gazeteciler mübalağa veya abartmanın cazibesine kapılabilir. Ancak bazen olayların olumsuz sonuçlarına maruz kalan bizler Nelson Mandela’nın şu sözünü hatırlamalıyız: ‘Basın bizim kendimizi olduğumuz gibi, başkalarının gördüğü gözle görmemizi sağlar, böyle bir eleştiri bizi sadece olgunlaştırır, böylece başkalarının beklentilerini karşılamayan eylemlerimize özen göstermemize vesile olur.’

Yani eğer biz zeki isek, bizler yani siyasetçiler basını eleştiri yapan bir arkadaş olarak görmeliyiz. Bizim çalışanlarımız bize duymak istediklerimizi söyler, ancak basın bize duymamız gerekeni ve duymak isteyelim ya da istemeyelim bunu bize yalın bir gerçeklikle sunar.

Özgür basının topluma katkısı

Ancak özgür basın yanlışları eleştirmekten veya yanlışların yapılmaması için caydırıcı rol üstlenmekten çok daha fazlasıdır, fikirlerin gelişmesine katkı ve destek sağlar.

Tarih boyunca, insanlık en hızlı gelişimini, sadece fikirlerin özgürce tartışılmasına, denenmesine ve fikirlere meydan okunmasına izin verilen yerlerde gerçekleştirmiştir. Baskı ve sansür ile başarılan hiçbir keşif ya da tamamlanmış hiçbir icat yoktur.

Fikir alışverişinin özgür basın eşliğinde açık bir şekilde yapılabilmesi toplumun düşünce yapısına nefes aldırır ve tüm nüfusun yaratıcılığını ortaya çıkarır.

Büyük düşünür John Stuart Mill’in ifade ettiği gibi: “Bir fikrin ifade edilmesini yasaklamak insanlığa karşı işlenmiş büyük bir kötülüktür. Eğer bu fikir doğruysa, insanlar yanlışlarını düzeltip, yerine doğruları koyma fırsatından mahrum kalırlar. Yanlışsa, yanlışlığın ortaya çıkmasıyla doğruların daha açık bir şekilde kavranması ve yaşanan bir etki meydana getirmesi şansını kaybederler.’

Özgür tartışmayı kucaklayan toplumlar bilginin gelişmesine inanılmaz bir katkı sağlar.

Dünyada basının tam özgürlüğe sahip olduğu 10 ülkeden 120 tane Nobel ödüllü birey çıkmıştır – bu sayı Rusya ve Çin’in birleşiminden fazladır.

Sadece 5 milyon nüfuslu Norveç bugüne kadar 13 Nobel Ödülü kazanmıştır.

Norveçli dostlarımıza tüm saygım bir yana şunu ifade etmek isterim ki Norveçliler kimseden daha öncü ya da daha fazla yaratıcı değiller.

Onların gelişmesinin nedeni sahip oldukları açık toplum ve özgür basının yeteneklerinin gelişmesi için uygun ortamı sağlamasıdır – Norveç basını dünyanın en özgür basınıdır.

Gazetecilerin karşılaştığı zorluklar

Diğer ülkelerde hayat daha zor – ancak gazeteciler her şeye rağmen görevlerini başarıyla yapmaya devam ediyorlar.

Venezüella’da Luz Mely Reyes adlı gazetecinin Efecto Cocuyo isimli bağımsız bir haber sitesinin kurucu ortağı olarak Maduro’ya meydan okuduğunu duyduk.

Kazakistan’da Gulnara Bazhkenova’nın, Ural nehrindeki balık rezervinin zehirleme yapılarak nasıl yok edildiğini ortaya çıkaran Holanews isimli bir haber sitesini kurdu.

Peru’da IDL Reporteros’dan Gustavo Gorriti iş, hükümet ve adli çevrelerde yapılan bir dizi yolsuzluk skandalını ortaya çıkarttı.

Ancak birçok ülkede durum kötüye gitmeye devam ediyor.

Çin’de otomatikleşmiş sansür ve güvenlik duvarı binlerce internet sitesini erişimi engellemekte ve milyonlarca kişi içerik sansürlemek, sahte sosyal medya içeriği hazırlamak ve online tartışmaları manipüle etmek için işe alınmaktadır.

Çin’de insan hakları üzerine kurulan ilk internet sitesi Huang Qi isimli bir aktiviste ait. Huang Qi 2016 yılında hapse atıldı ve Ocak’ta yapılan gizli bir yargılama sonrasında kendisinden bir daha hiçbir haber alınamadı, ancak sağlık durumunun kötü olduğu biliniyor.

Kendisinin durumunu Çinli yetkililer ile görüştük ve Huang Qi’nin akibeti hakkında bilgi vermelerini ve sağlık durumu için gerekli tıbbi yardımı sağlamalarını ilettik.

Vietnam’da Tran Thi Nga polis şiddetini gösteren bir video çekti ve 2017 yılında 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şimdi buradan Vietnam yetkililerine bu kadını serbest bırakmaları için çağrıda bulunuyorum.

Basın özgürlüğünün savunulması

Washington Post köşe yazarı Jamal Khashoggi’nin Suudi diplomatik misyonunda ve genç yetenekli gazeteci Lyra McKee’nin Kuzey İrlanda’da karşıt görüşlü cumhuriyetçiler tarafından, öldürüldüğü bir dünyada kadere boyun eğmek kolay olandır. Bizim buna karşı direnmemiz gerek.

Çünkü eğer birlikte hareket edersek yapılan kötülüklere dikkat çekebiliriz ve sadece işlerini yaptıkları için gazetecilere zarar veren ya da onları hapse atanlara diplomatik bir bedel ödetebiliriz.

Bu nedenle, bugün, Birleşik Krallık Hükümetinin ortakları ile birlikte atacağı 5 pratik adımı açıklamak istiyorum.

İlk olarak, diğer hükümetlerle birlikte UNESCO yönetiminde yeni Küresel Medya Savunma Fonu oluşturacağız. Bu fon gazetecilerin güvenliğine yönelik Birleşmiş Milletler’in Hareket Planı’nın uygulanmasında kullanılacaktır. Amaçlarımız arasında gazetecilere hukuki tavsiye sağlanması ve zor bölgelerde görev yapanlara ise güvenlik eğitimleri için fon sağlamak yer alıyor.

Britanya önümüzdeki 5 yılda fona 3 milyon sterlin bağış yapacaktır – diğer ülkeleri de katkı yapmaya çağırıyorum.

İkinci olarak, hükümetlerin basın özgürlüğü konusundaki taahhütlerini yerine getirmelerine ve kendi ulusal eylem planlarını hazırlamalarına yardımcı olmak adına uluslararası bir görev gücü oluşturacağız.

Basın özgürlüğünde ilerleme kaydeden ülkelere tavsiyelerde bulunmak, bunun yanında iyileşme olmayan ülkelerde neler yapılabileceğini görüşmek için her sene Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, görev gücünün ilerleyişini görüşmek üzere bir araya geleceğiz.

Üçüncü olarak, özel temsilcim Amal Clooney, ülkelere gazetecilere yönelik yasal korumanın güçlendirilmesi tavsiyelerde bulunmaları için bir uzman heyeti oluşturdu. Tüm hükümetleri bu heyetin tavsiyelerinden yararlanmaya ve önerilerine cevap vermeye davet ediyorum.

Biz kendi adımıza, Birleşik Krallık Hükümeti olarak, ne zaman bir yasal değişikliğe gitsek, bu değişikliğin basın özgürlüğü üzerindeki etkisini dikkate alacağız. Bugün, meslektaşım, Bakan Harriet Baldwin, Uluslararası Ticaret Departmanımız tüm dünyada basın özgürlüğünün desteklenmesi için 15 milyon sterlin harcama yapılacağını duyurdu.

Dördüncü olarak, Chrystia Freeland ve ben aynı düşünceye sahip ülkelerden bir iletişim grubu oluşturarak basın özgürlüğünün saldırıya uğradığı zamanlarda birlikte görüşmeler yapmak için bir iletişim grubu oluşturacağız. Amacımız bunun hızlı bir müdahale mekanizması olması ve Dışişleri Bakanlarına ve Büyükelçilerine bu tip durumlarda birlikte tek bir ses olarak hareket etmelerine yardımcı olmak.

Son olarak, buradaki tüm ülkeleri Basın Özgürlüğü sözleşmesini imzalamaya davet ediyorum. Bu sözleşme bu amaç için birlikte bir koalisyon olarak çalışacağımızı ve bir sonraki sene tekrar bir araya geleceğimizi teyit etmektedir.

Sonuç

Meslektaşlarım, özgür basın için her gün bir mücadele ortaya koyuluyor, böyle konferanslarla değil otoriter devletlerde görev yapan bağımsız gazeteciler; yolsuzlukları ortaya çıkaran gözü pek bloggerlar, insan hakları ihlallerinin kanıtlarını yayınlayan cesur aktivistler, koyuyor her gün bu mücadeleyi ortaya.

Bu mücadelede tarafsızlığa yer yok.

Biz doğruları duyurmak için çalışan ve gerçekleri ortaya çıkaranların tarafındayız. Biz baskı, sansür ve intikam peşinde olanlara karşı duruyoruz.

Francisco Romero Diaz’ın ölümünden sonra çalıştığı gazete şu başlığı attı “Acı, Korku ve Acizlik” ve bir gazetecinin susturulduğunu duyurdular.

Sonunda hepimiz bir karar vermeliyiz.

Tehditleri görmezden gelin, bağımsız seslerin bastırılmasına ve denetlenemeyen gücün tehlikesine müsamaha gösterin. Ya da değerlerimizi savunun, çünkü uluslarımız fikir alışverişleri sayesinde zenginleşip gelişecek.

Bu konferansa gelerek, bu 1000 kişinin her biri bu kararı vermiş oldu.

Bizler ne olursa olsun gerekeni yapma taahhüdünde bulunuyoruz, susturulmak yerine, insan gelişiminin temeli olan açık toplumlara en önemli katkıyı sağlayacak olan çok ve çeşitli seslere sahip özgür basının büyümesini ve cesaretlendirilmesini garanti altına almak istiyoruz.

Yayınlama 10 July 2019
Son güncelleme 15 July 2019 + show all updates
  1. Added translation

  2. First published.