Basın duyurusu

Başbakan May'in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı basın açıklaması

Başbakan Theresa May'in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi sonrasındaki açıklaması

PM with President of Turkey

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sizi Downing Street’te ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Birleşik Krallık ve Türkiye arasında ilişkinin zaruriliği açıktır.

Görüşmüş olduğumuz konular, halklarımızı daha güvende ve refah kılabilmek için her zaman olduğundan daha da yakın bir şekilde çalışmamızın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Öncelikle, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğümüz Gazze ve Batı Şeria’daki tedirgin edici duruma değinmek istiyorum.

Yaşanan can kayıpları gerçekten trajik ve son derece endişe verici.

Bu şiddet, barış çabalarına zarar vermektedir ve tüm tarafları itidalli olmaya davet ediyoruz.

Dün tam olarak neler yaşandığı, neden bu boyutta gerçek kurşun kullanıldığı ve HAMAS’ın bu olaylarda ne gibi bir rol üstlendiği de dâhil, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma ile tespit edilmelidir.

Filistinliler’in protesto hakkı vardır ancak bu protestoların barışçıl olması gerekmektedir. Aşırılıkçı unsurların, kendi amaçlarını gerçekleştirebilmek için meşru protestoların içine sızmış olması gibi endişelerimiz var.

İsrail’in sınırlarını savunma hakkını sorgulamamakla birlikte, gerçek kurşun kullanılması ve bunun sonucunda yaşanan can kayıpları son derece tedirgin edicidir. İsrail’i itidale davet ediyoruz.

İsrail’de ve İşgal Altındaki Filistin Topraklarında barış ve istikrarın sağlanması herkesin yararına olacaktır.

Bugün yaptığımız görüşmelerde Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin kapsamını ve derinliğini konuştuk.

Şimdi izin verirseniz, bu görüşmelerde üzerinde durduğumuz bir kaç konudan bahsetmek istiyorum:

Öncelikle, bizler NATO müttefikiyiz ve müşterek güvenliğimizi güvence altında tutmanın en iyi yolu olarak İttifaka bağlılığımız sağlamdır.

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında Ankara’ya yapmış olduğum ziyaretten bu yana gerek Türkiye gerekse Birleşik Krallık teröristlerin korkunç saldırılarına maruz kaldı.

Daeş’in askeri olarak yenilmesiyle birlikte Suriye ve Irak’tan yabancı savaşçıların yayılması riskinin farkındayız.

Bununla mücadele edebilmek için, bugün bilgi paylaşımımızı şekillendirecek bazı tedbirler alabilecek somut adımlar atmaya karar kıldık.

Amacımız, bir Britanya vatandaşını terör suçu şüphesiyle Britanya’ya geri gönderdiklerinde Türk yetkililerin şahısların cep telefonları ve diğer elektronik cihazlarından alınan bilgiler ve mülakatlarının deşifre metinleri gibi önemli delilleri de göndermeleri konusunda bir mutabakat sağlamak.

Bu girişim, halklarımıza zarar vermek isteyen kişilerin mahkûmiyet alması için yürüttüğümüz çabalara destek sağlayacaktır.

Ayrıca, Birleşik Krallık ve Türkiye İçişleri Bakanlıkları arasındaki işbirliğini daha da derinleştirmek konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ettik.

Bu kararlılık, polis, sınır idaresi, gümrük ve sahil güvenlik teşkilatlarımızın teröristlerle ve kara para aklama, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı gibi organize suçlara karışmış kişi ve örgütlerle mücadelede bilgi paylaşımını nasıl daha kolay yapabileceklerine bakacağımız anlamına geliyor.

Türkiye, Birleşik Krallık için hayati önem taşıyan pek çok konuda, özellikle de Daeş Karşıtı Küresel Koalisyon’un önemli bir üyesi olduğu Suriye’de, en ön cephede yer almakta.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben, Daeş’i yenmek konusundaki kararlılığımızı ve Suriye’deki savaşı sonlandırıp tüm Suriye’de, Türkiye’de ve bölge’de istikrar sağlayacak siyasi bir çözüme ihtiyaç olduğu yönündeki değerlendirmemizi yineledik.

Ayrıca, Suriye’ye insani yardım erişiminin sağlanması gerektiği ve ilgili tüm tarafların Uluslararası İnsani Yardım Kanunu ile sivillerin korunmasına yönelik kurallara uygun hareket etmesinin önemi konusunda da hemfikirdik.

Duma’da ve Salisbury sokaklarında gerçekleştirilen korkunç kimyasal silah saldırılarını kınadığımızı yineledik.

Her ne kadar bu iki saldırının boyutları farklı olsa da, her iki olay da kimyasal silahların kullanımını yasaklayan küresel normları hiçe sayan bir tutumun bir parçasıdır.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben, kimyasal silah kullanımının korkunç olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan uluslararası normun eski haline getirilmesinin önemi konusunda da hemfikirdik.

Ve bir kez daha Birleşik Krallık’ın Salisbury saldırısının sadece Rusya tarafından Salisbury’de bir cinayet girişimi ya da Rusya’nın Birleşik Krallık’a karşı bir saldırısı olmadığı yönündeki görüşünün de altını çizdim.

Salisbury’deki saldırı hepimizin dayandığı kurallar sistemine karşı bir saldırıdır.

Suriye’deki çatışma gerek ülkede gerekse diğer ülkelerde milyonlarca insanın evinden olmasına neden oldu.

Türkiye’nin üç buçuk milyonu aşkın Suriyeli mülteciye evsahipliği yaparak ve 600,000’i aşkın Suriyeli öğrenciye eğitim vererek göstermiş olduğu sıra dışı cömertliği büyük bir saygı ile takdir ediyorum.

Türk yetkililerin bu mültecilere ihtiyaç duydukları yardımı vermek için gösterdikleri inanılmaz boyuttaki çabaların farkındayız.

Bu çabalara destek verebilmek amacıyla Birleşik Krallık da ikili olarak ve AB’nin Türkiye’deki Mültecilere Destek Bütçesi üzerinden yaptığı yardımlarla toplamda 750 milyon Pound’dan fazla bir harcama sözü vermiş durumdadır.

Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben, bölgede kapasite geliştirebilmek ve göçmen akımını azaltabilmek için birlikte nasıl çalışabileceğimizi araştıracak üst düzey toplantılar yapılmasını kararlaştırdık.

Ayrıca, dünyanın dört bir yanındaki acıları daha iyi nasıl hafifletebileceğimizi görüşmek için de Birleşik Krallık ile Türkiye arasında bir insani yardım diyaloğu kurulması yönündeki niyetlerimizi ele aldık.

Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ortaklığın önemi, büyümekte olan ticaret ilişkilerimizde de kendisini göstermektedir.

Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret, son on yılda yüzde 50’nin üzerinde bir ilerleme kaydederek bugün 15 milyar Pound seviyesine çıkmıştır.

Bunu daha da ilerletmeye ve Birleşik Kralık’ın AB’den ayrılması sonrasında gerçekleşecek ticari ilişkimize bakmaya devam ediyoruz.

2017 yılında Ankara’ya yaptığım ziyaret sırsında, Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticareti serbestleştirmenin ve arttırmanın yollarını araştıracak bir ticaret çalışma grubu kurulmasını kararlaştırmıştık.

Yetkililerimiz, ticaret ilişkilerimizin daha da gelişebileceği sağlam bir temel inşa etmek için birlikte çalışmaya devam ediyor.

Türkiye’yi ziyaretim sırasında BAE Systems ve TUSAŞ, Türkiye’nin yeni TFX savaş uçağının ön-tasarım aşamasında işbirliği yapmaya karar vermiş ve bu mutabakat Ağustos 2017’de imzalanan 100 milyon Pound’dan fazla bir sözleşme ile sonuçlanmıştı.

Bu, daha önce örneği görülmemiş olan ve savunma bakanlıklarımız ile hava kuvvetlerimiz de dâhil olmak üzere kapsamlı bir diyalog ve işbirliği için yeni bir çerçeve belirleyen hükümetlerarası bir anlaşmayı da kapsayan son derece derin ve dayanıklı bir ortaklığın başlangıcıydı.

Ve bugün bu projenin bir sonraki aşamasını, yani Rolls Royce’nin TFX milli muharip uçak motorunun ortak-tasarımı için verdiği teklifi konuşabiliriz. Bu, hava-uzay mühendislik kabiliyetinin gelişmesini ve gerek Birleşik Krallık’ta gerekse Türkiye’de istihdamı destekleyecektir ve bu konudaki görüşmelerimizin devamını beklemekteyiz. Son olarak, Birleşik Krallık Temmuz 2016’da demokrasisine saldırıldığında Türk halkının yanında oldu.

Demokratik olarak seçilmiş bir hükümeti devirmeye çalışan kişilerin adalet karşısına çıkartılmaları doğrudur.

Fakat başarısız darbe girişimi nedeniyle sıra dışı baskılar, Suriye ve Kürt terörü nedeniyle sınırı boyunca istikrarsızlık ile yüzleşmekte olan demokrasiyi savunurken, Türkiye’nin savunmaya çalıştığı değerleri göz ardı etmemesi de önemlidir.

Bu nedenle bugün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız görüşmede, demokratik değerlerin ve uluslararası insan hakları yükümlülüklerinin korunduğunu görmek istediğimizin altını çizdim.

Bu süreç boyunca ve önümüzde bizi bekleyen ortak sınamalar karşısında, Birleşik Krallık Türkiye’nin gerçek bir dostu olmaya devam edecektir.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha ziyaretiniz ve bu verimli görüşmeler için size teşekkürlerimi sunuyorum.

Yayınlama 15 May 2018